Çin’de 2. Dünya Savaşı temalı filmlere yönelik ilgi sürüyor
Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferin 80. yıl dönümü, 2 gün sonra görkemli bir törenle anılacak.

Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferin 80. yıl dönümü, 2 gün sonra görkemli bir törenle anılacak.
Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferin 80. yıl dönümü, 2 gün sonra görkemli bir törenle anılacak. Çin ve dünya için büyük önem taşıyan bu zafer günü öncesinde Çin’de bu özel tarihi aktaran filmler çekildi. 31 Ağustos itibariyle, Çin sinemasının yaz sezonunda elde ettiği gişe geliri 11 milyar 900 milyon yuanı geçti. “Suçüstü” (orginal: 南京照相馆;“Dead to Rights”) en çok izlenen film oldu, “Dongji Kurtarma Operasyonu” (orginal: 东极岛;“Dongji Rescue”) da ön sıralarda yer alıyor. 31 Ağustos’a kadar “Suçüstü” filminin gişe geliri, 2 milyar 888 milyon yuana ulaştı. “Dongji Kurtarma Operasyonu” ise 383 milyon yuanı buldu.
Tarihin kendisi sessizdir, ancak anlatılınca daha çok insanın hafızasında kalır ve ders verir. Çinliler, tarihi öğrenmek ve ders çıkarmak için sinemaya akın ediyor. Çok naif bir amacı var; o da 2. Dünya Savaşı’nda işgalcilerin işledikleri suçları unutmayarak bugünkü barışa daha büyük değer vermek ve korumaktır. Zaten bu, tarih konulu filmlerin görevidir.
“Suçüstü” filminin yönetmeni Shen Ao, tarihi yüzde yüz gerçeklikle aktarmak istediğini, çünkü filmin senaristlerinden daha uzun yaşayacağını ve kalıcı etki yaratacağını dile getirdi.
“Suçüstü”
Douban adlı bir çevrimiçi sinema platformunda “Suçüstü” filminin puanı oldukça yüksek. 8,6 puan alan film bu yaz büyük bir ilgi topladı. Film, bir fotoğraf stüdyosundaki bir grup sıradan Çinli’nin hikayesiyle, 1937 yılında meydana gelen Nanjing Katliamı’nın karanlık günlerini ve Çin halkının asil direnişini anlatıyor.
“Suçüstü” filmi, “Katliamın Kanıtı” adlı başka bir filmden ilham aldı. “Katliamın Kanıtı” filmi, 1987 yılında Nanjing Stüdyosu tarafından çekildi. Filmde Nanjing Katliamı sırasında bir Çinli doktorun, kendi canını tehlikeye atarak, topladığı, Japon saldırganların suçlarını kanıtlayan fotoğrafları şehir dışına gönderme hikâyesini anlatıyor. Aslında “Suçüstü” ve “Katliamın Kanıtı”, aynı ve gerçek bir hikâyeden kaynaklanıyor.
Çin 2. Tarihi Arşivler Müzesi’nin eski başkanı Ma Zhengdu’nun aktardığına göre, 1938 yılının ocak ayında, Nanjing kentinde bulunan bir fotoğraf stüdyosunda çırak olarak çalışan 15 yaşındaki Luo Jin, bir Japon subayın getirdiği filmleri yıkarken, negatif filmlerdeki vahşi görüntülerle şok oldu. Bu nedenle canı pahasına 16 fotoğrafı seçip bir albüm yaptı. Amacı; Japon saldırganların çektikleri, Çinlileri katletme suçunu kanıtlayan fotoğrafları tarihi kanıt olarak saklamaktı. Luo, albüm için bir kapak yaptı ve üzerinde kan döken bir kalp çizdi. Ardından albüm, Luo’nun sınıf arkadaşı Wu Xuan’ın eline geçti. Wu ise, albümü bir Buda heykelin karnı içinde evinde sakladı, ta ki zafer ilan edilinceye kadar. Bu albüm, Nanjing Savaş Suçluları Yargılama Askeri Mahkemesi’nde Nanjing Katliamı’nın baş suçlusu Hisao Tani yargılanırken en güçlü kanıt oldu.
İnsanın yüceliğini yansıtmak
“Suçüstü” filmindeki Çin vatandaşları, ülkenin farklı bölgelerinden gelirler. Savaştan kaçmak için Nanjing kentindeki Gongyuan sokağındaki bir fotoğraf stüdyosunda toplanırlar. Çeşitli çevrelerin temsilcisi olan bu kişilerin yaşadıkları, filmin omurgasını oluşturur. Postacı Su Liuchang, ilk önce Japon ordusu için filmi yıkamayı kendi canını ortaya koyarak göze alır. Karşılaştığı kanlı ve vahşi kareler sonrasında Su, ulusal onuru ve tarihi gerçekleri koruyan bir savaşçı olur. Lin Yuxiu, sinema yıldızı olma rüyasını taşıyan bir aktör. Japonca çevirmeni olan sevgilisi Wang Guanghai’nin yardımıyla Japonca “İyi bir sakinim”i söyleyerek Japon saldırganların elinden kurtulmuşlardır. Ancak Çinli bir bebeğin Japon işgalciler tarafından yere atılıp öldürülmesini görünce, Lin canını kurtarmak için yaptığının utancıyla kendine gelir ve fotoğraf makinesiyle Japon savaş esirlerinin cezalandırılmasını kaydeden biri olur. Fotoğraf stüdyosu patronu olan Lao Jin ise sakin ve zeki biridir. Bir yandan 4 kişilik ailesiyle zemin katında yaşam mücadelesi verirken, diğer yandan postacı A Chang’ı Japon saldırganların elinden kurtarmaya çalışır. En sonunda Lao Jin kendi hayatını feda ederek, Lin Yuxiu’nun kaçmasını ve Japon saldırganların suçlarını gün ışığına çıkarmasını sağlar.
Filmdeki kötü adamlar da rollerini çok gerçekçi oynamışlar. Wang Guanghai, bencil ve fırsatçı biridir. Hayatta kalmak için kendi onurunu satar, halkının çektiği acıyı görmezden gelir. Karısı, oğlu ve Lin Yuxiu’ya hiç sevgi göstermez. Filmin bir sahnesinde Wang Guanghai Çinlilerin sözlerini bilerek “yanlış” çevirmekle onları koruyor, kritik anda Japon askerlere silah uzatıp Çinli askerleri öldürmesine yardım etmiyor. Sonunda Japonların kendisini insan olarak görmediğini anladığında, her şey için çok geç olduğunu anlıyor. Filmdeki Japon fotoğrafçı, iki yüzlü, vahşi ve adeta diğer Japon saldırganlar gibidir. Bu kişi, “dost” görünerek Achang’ı film yıkamaya ikna eder, ancak Japon askerlerin şiddet eylemlerini çekerken ki neşesini gizleyemez… Oyuncular filmdeki tüm karakterleri büyük bir gerçeklikle canlandırmışlar.
“Dongji Kurtarma Operasyonu”: belgeselden filme
1942 yılında, Lisbon Maru adlı yük gemisine Japon saldırganlar tarafından İngiliz savaş esirleri taşımak için el koyuldu. Uluslararası kurala göre savaş esiri işareti taşıması gereken gemi, Zhejiang eyaletinin Dongji Adası açıklarından geçerken, ABD ordusu tarafından yanlışlıkla savaş gemisi sanılarak torpido ile vuruldu. Dongji Adası’ndan balıkçılar ise büyük bir cesaretle küçük tekneleri kullanarak ölümün eşiğindeki 384 İngiliz savaş esirini kurtardılar.
Bu olay uzun zamandır tarihin derinliğine gömülmüştü ve ne acıdır ki çok az insan tarafından biliniyordu. “Lisbon Maru’nun Batışı” adlı belgesel, çok sayıda tarihi belgeler ve bilimsel araştırmalara dayanarak, olayın nedeni ve sonucunu izleyicilere aktardı ve hem Çin’de hem de bazı ülkelerde büyük bir etki yarattı. Bugün, “Dongji Kurtarma Operasyonu”nun beyaz perdeye taşınmasıyla, bu tarihi öğrenenlerin sayısı artıyor.
Belgesel ve film, ikisi de aynı konuyu ele almasına rağmen, ancak bakış açıları aynı değil. “Lisbon Maru’nun Batışı” arşiv, mektup, ses kaydı ve fotoğraflar gibi zengin kaynaklara dayanıyor. Çekim ekibi Dongji Adası’nda geminin enkazını buldu. Ayrıca, İngiltere, Kanada, ABD ve Japonya’da o günleri yaşayanları ve akrabalarını ziyaret edip, birinci elden sözlü ve yazılı belgelere sahip oldu. Filmi izleyenler tarihi gerçeklere yaklaşabiliyor ve insanların hatıralarıyla o günleri gözlerinde canlandırıyor.
Belgesele göre, “Dongji Kurtarma Operasyonu” sinemasal kurgunun cazibesini, savaş ve felaket filmlerinin karakteristiğiyle birleştirerek, tarihi gerçekliği anlatıyor. Filmde A Bi, A Dang, A Hua gibi karakterlerin Japon saldırganlığına savaşı ve İngiliz esirleri kurtarma hikâyeleri anlatılıyor. Bu karakterler Japon saldırganların eziyeti altında acı çeker ama daha sonra mücadele etmeye başlarlar. A Bi, sabırla yaşar ve kendi ailesini korumaya çalışır, daha sonra ulusunun kaderi için mücadele etmeye karar verir. Filmde destansı bir hava hakimdir.
Filmlerin yurtiçindeki ve yurtdışındaki yankıları
“Suçüstü” filmi, 7 Ağustos’ta Avustralya ve Yeni Zelanda’da, 15 Ağustos’ta ise ABD ve Kanada’da, 24 Ağustos’ta Malezya‘da gösterime girdi ve sinemaseverleri duygulandırdı. Çok sayıda yabancı izleyici, bu filmin çok değerli bir çalışma olduğunu, tarihin gerçeklerinin daha fazla insan tarafından öğrenilmesi gerektiğini belirtti.
“Dongji Kurtarma Operasyonu” 22 Ağustos’ta Kuzey Amerika’da gösterime girdi. Film, Los Angeles, San Francisco, New York ve Toronto gibi kentlerdeki 70’ten fazla sinemada izleyicilerle buluşacak. Filmin dağıtımcısı Well Go USA Entertainment şirketinin CEO’su Doris Pfardrescher, filmin cesaret, insanlık ve fedakârlığı anlatan güçlü ve çok duygulu bir hikâye olduğunu belirtti.
82 yaşındaki ABD’li Guillermo Emmanuel Gonzalez, Los Angeles’ta filmi izledikten sonra Çin halkının 2. Dünya Savaşı’nda ABD’li subay James Harold Doolittle ve liderliğindeki hava birliğini cesurca kurtarış hikâyesini hatırlattı. Gonzalez, Çin halkının 2. Dünya Savaşı’nda büyük fedakârlık yaptığını, ancak bu dönemin unutulduğunu, “Dongji Kurtarma Operasyonu” filminin ABD halkına o tarih hakkında bilgi edinme fırsatı sağladığını kaydetti.
Çinli göçmen bayan Wang, filmi izledikten sonra sanki bir tarih dersi aldığı hissine kapıldığını, tarihi unutmamanın barışı önemsemenin ön koşulu olduğunu söyledi.
“Dongji Kurtarma Operasyonu”, Çinlilerin tarihe takılı kalmasını değil, Çin ulusunun bugününü ve geleceğini belirlemesini amaçlıyor.
Hibya Haber Ajansı© Copyright 2025 manisahaberler.com.tr Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.